YAKARIŞ… (Esra DELİCE)

YAKARIŞ…

“Efendim!” diyebilmek, uğruna canlar feda etmektir onu sevmek. Gül kokulu teninin hayaliyle, bir gülüşünün düşüyle uykulara dalmak, günler geçirmek…

Düşkünüm efendim! Sözlerinin dilencisiyim… El ver Ya Rasulallah el ver! Gör artık, duy artık aşkından yanıp biten kül olan şu aciz yüreğimi. Senin sevdana kapılıp giden şu ruhumu gör Ey Güllerin Efendisi…

Yüreğimi, senle olmaya çalışan, şu sana doyamayan yüreğimi şenlendir artık. Çok değil Ya Rabbim bir rüya, yarım saniye. Onu görmek nasip olmaz bana ama nurundan birkaç damla Ya Rabbi birkaç damla. Aklımı alıp gidecek, ruhumu, bedenimi, yüreğimi yerden yere vuracak, canıma can katacak nurundan Allah’ım…

Yetim kaldım sensiz sevgili, öksüz kaldım. Ben, annem, babam, kardeşlerim, tüm inananlar… Öksüz kaldık Ya Rasulallah. Savrulduk yokluğunda. Kaybettik varlığımızı, aklımızı. Yokluğunda güller açılmaz oldu; o güller senin güllerin Ey Nebi! Gülmez oldu o minik çocuklar görmez oldu gözleri. Can çekişiyor ruhumuz; yalvarıyor, yakarıyor, kulak ver sevgili. Güllerin gülü, Can Ahmet kulak ver. Gittiğinde, bizi bir başımıza bırakıp gittiğinde yer gök ağladı. En küçük kum tanesi bile gözyaşı döktü ardından. Güvercin yuvaları bozuldu yokluğunda. Şu gözümdeki yaşlar dinmez oldu Ey sevgili…

Ey iki cihanın güneşi, izin tozuna yüzümü sürsem, uğruna anam, babam feda etsem gel, gör beni Alemlerin sultanı…

Nasıl varalım huzuruna Ya Muhammed, nasıl yalvaralım?  Nasıl yansın kalbimiz aşkınla nasıl Ya Nebiyyullah? Perişan halimiz Güllerin Gülü, sensizlik perişan, kimsesizlik perişan. Sensiz yoksuluz asla varsıl olamayız Ey Nebi, Can Ahmet… Gülmek haram yokluğunda, bir şeye bağlanmak sana bağlandığım kadar.

Günahkarım Ya Rasulallah tek çarem sensin, şu nihayetsiz yarama tek merhem sensin… Bir nazarın Ey Nebi, Ey Sevgili bir nazarın şu ümmetinin beklediği, bir dolunay Güllerin Efendisi; Sensin…

Şefaat Ya Rasulallah diyebilmek tek emelimiz mahşerde Sultanım…

Esra Delice  Şubat/2012 Ankara