İnsanların dolum sürecidir aslında küçüklük. Küçükken ne kadar bilgi alabilirse büyüyünce o kadar ışık saçabilir. Küçükken yapılan hatalar etrafındakiler tarafından hoş görülür bu yüzden, düzeltilmeye çalışılır. Büyüklük ise insanların başkalarını doldurduğu zamandır. Bu sefer etrafa bilgi saçmaya başlar. Peki ya arası nedir? İnsan küçüklükten büyüklüğe geçtiği zamanı nasıl anlar?
Küçüksündür. Hatalar yaparsın ve ardından hep düzeltilirsin. Belki de gözünden akan her yaş kalbine inince derin izler bırakır orada. Hayatın boyunca unutamazsın. Ve hep onun acısıyla yaşarsın. Aynı hatayı nerede görsen düzeltmeye çalışırsın bu yüzden. Başkalarının da canı yanmasın diye. Sonra kalbine inen gözyaşları o kadar çoğalır ki kalbinden taşıp başkalarının üzerine düşmeye başlar ve onları da yakar. Kendi gözyaşları değil, senin gözyaşların yakar onların kalplerini. Bu daha çok acı verir onlara. İşte o zaman anlarsın, büyümüşsündür.
Senin canını yakan hatalar, onların kalbine nasihat diye düşer. Neden? Sen büyüksün diye mi? Gerçekten büyüdün mü, yoksa hala küçük müsün? Eğer bunu yapıyorsan büyüdün. Ama senden büyüklere göre hala küçüksün. Bırak biraz da onların gözyaşları seni yaksın. Çünkü sen hep onların küçüğü olacaksın.
Aslı Beyza TÜTÜNCÜ Nisan/2014