Kimi zaman, etrafıma baktığımda koskocaman, duygusuz, kimsesiz insanlar görüyorum. Kim olduğunu bulamamış, belki yaşamaktan bıkmış, usanmış. Bakıyorum ve güzellikleri hiç görmemiş, hiç hissetmemiş, masumiyetini kaybetmiş insanlar görüyorum.
Aslında doğduğumuzda ne kadar da temiz, masum birer bebektik. Büyüdükçe vücudumuzla beraber nefsimiz de büyüdü. Oysa ne umutlarla doğmuştuk. ‘’ Büyük adam’’ olacaktık. Evet, büyük adam olduk; nefsi büyük, kendi büyük, hayatı büyük…
Büyüdükçe umudumuzu yitirdik, en ufak şeylere ağlar, sinirlenir olduk. Aynı zamanda benliğimizi yitirdik. Başkalarına, bizim gibi olmayanlara özenmeye başladık. Kendimiz gibi olmak, havalı olmamak suç olmaya başladı. Çevremizdekiler değiştikçe bizler de değiştik. ‘’ Şunu da giyeyim, şuraya da gideyim, arkadaşım şundan almış ben de alayım.’’ Diyerek kendimizi değiştirdik.
En önemlisi de, değişirken masumiyetimizi, hayattaki en önemli değeri de yitirdik. Bu yüzden çevremizde suçlar, yanlış şeyler çoğaldı. Etrafımıza baktığımızda, gördüğümüz şey koskocaman, duygusuz, masumiyetini kaybetmiş insanlar oldu. Aslında bu değerleri bulmak için biraz uğraşsak belki de ‘’büyük adam’’ olabiliriz.
Ceren HALTAŞ Aralık/2014/Ankara