“Al götür beni buralardan ” dedi o aciz. Rüzgar cevap veremedi ona. Artık o da buraya aitti. Kurtarmak isterdi. Denemişti de. Ama yine dinlememişti o aciz. Artık ruhu delik deşikti onunda. Kaldıramazdı o acizi. Artık o da yananlardandı. Aciz son bir umutla , işe yaramayacağını bilse de, bağırdı rüzgara ;
“Üşüyorum…! İçimdeki buzdan duvarları bir kat daha örüyorsun sanki. Biraz daha destek oluyorsun ona. Kaçamayayım istiyorsun. Bir nedeni var. Bilmiyorum… Sırtımı dönüyorum sana. Hapis olmak istemiyorum oralarda. O soğuk canımı yakıyor. Kalbimin ritmi terk ediyor beni. Küsüyor belki de. Bilmiyorum…
Yanıyorum…! Yokluğun çok fazla. Kimse destek olmuyor duvarlarıma. Gittikçe eriyor. Kalbim artık burada. Bütün vücudumu sarsıyor. O da korkuyor. Aynı benim gibi. Aynı bir zamanlar senin olduğun gibi… Canımı yakanlar çok burada… Senin soğuğundan daha çok acı veriyor bu ateş… “
Rüzgar biraz daha kulak kesiliyor o acize ama ses gelmiyor. Çünkü aciz hep aciz kalıyor. Ve acizin acizi yıkışı hep hüzne boğuyor …
Betül ÇELİK Aralık/2014 Ankara