RAHMET

 RAHMET

          Neden bu kadar sinirlisin gökyüzü? Bize mi kızdın yoksa? Belki de bir mübarek vefat ettiği için ağlıyorsun. Ya da sadece Allah’ın sana verdiği “Yağ” emrini en güzel şekliyle yapmak istiyorsundur. Haklısın. Bize verilen görevi en güzel şekilde yapmamız gerekiyor. Biz yapamadık ama sen bari güzelce yap vazifeni. Temizle bizi kötü fikirlerimizden, yanlışlarımızdan. Temizle ki zulmün akıttığı, kanla kaplı sokaklar temizlensin. Yüreklerimizdeki tarifi olmayan acının üstü kapansın. Gerçi üstü kapanan acılar biter mi bilmem. Görevini öyle güzel yap ki seni sevmeyen utansın senden. Utansın ki gönderdiğin mübarek damlaların altında ıslanırken bulsun kendini. Aman ha çocukları korkutma emi? Onların yürekleri taze, masum. Öyle tatlı tatlı yağ ki onlar bakarken senin ne büyük mutluluk ve rahmet olduğunu erkenden anlayabilsinler. Sana emirler verdiğim için kızdın mı bana gökyüzü? Emir dedim de sen bunları emir olarak görme lütfen. Bunlar iki sırdaşın gönül paylaşımları olsun gözünde.

Bazen sessiz sessiz bir bebeği uyandırmaktan korkarcasına, bazen tatlı sert bir şekilde yağ ki gökyüzü, bu dünyada görevini unutan bizlere örnek ol. Ardından çıkacak olan Güneşe ümit bağlamış bizleri, yüce emirle gelen en küçük bir rahmet tanesinden ders alır hale getir. Tabii bunların hiçbirini kendi iradenle yapamazsın sen. Ne kadar sinirli sinirli yağsan da seni yağdıran Kabıd isimli bir zat var. Tutar ki yere yağdırmaz, kimi yerde de öyle bir yağdırır ki seller olur. Onun elindedir her şey sen yapamazsın. Mesela rahmetiyle her yeri temizleyen bir Kuddüs var. Rahmetiyle çiçekleri açtırıp sanatını gösteren bir Cemil, bir Müzeyyin var. Söylediklerimi sen çok iyi biliyorsun çünkü sen de o Sani-i Zülcelal’in büyük bir sanatısın. Hadi bakalım ikimiz de bize verilen vazifeyi yapalım. Sen yağ usul usul, ben dr seni verene şükredeyim.

 Elifnur Yılmaz Aralık/2019 ANAKARA